ÇOCUKLARA KİTAP OKUMAYI SEVDİRMEK
Hepimiz istiyoruz ki çocuklarımız kitap okusun ve hatta severek okusun. Ebeveynler de öğretmenler de bu konuda ortak bir kaygı taşıyor. Hatta bu konuda zihinlerimize kazınan ifadeler var. “Bir çocuğa kitap okumayı sevdirmek istiyorsan örnek olacaksın. Kitap okuma saatlerin olacak. Çocuk seni kitap okurken görecek.” Buraya kadar herhangi bir sorun yok. Evet bunlar yapılması gerekenler fakat bir de kaçınılması gerekenler var. Gözlemlediğim bazı davranış ve söylemler var ki okuma alışkanlığı kazandırmaktan ziyade okumaktan uzaklaştırmaya hizmet ediyor.
Sürekli olarak uyarmak. “Hadi kitabını al da otur.” “Bugün kitap okudun mu? “Yeterince kitap okumuyorsun” Yeterince? acaba yeterli miktar ne?
Başka bir bahaneyle kitap okumasını sağlamaya çalışmak ama amacınızın sadece onun okumasını sağlamak olduğunu fark ettirmek. “tatlım hadi gel şu kitabı bana oku, dinlemek istiyorum” Çok masum görünüyor fakat çocuk ya da ergen bunu “kandırılmak, aptal yerine konmak” gibi algılayabilir. Bu durumda size öfkelenme olasılığı da var.
Çeşitli durumlarda imalarda bulunmak. Örneğin, Çocuk resim yapmayı çok seviyor ve malzemelerini çıkarıp keyifle resim yapmaya başladı. “şu resim yapmaya ayırdığın zamanı kitap okumaya ayırsaydın….” Ya da daha dolaylı bir ima ile evdeki misafirlere dönüp “bütün gün kitap okumuştu o yüzden şimdi resim yapıyor!” Bütün bu imalardan sonra resim yapmaktan aynı keyfi alır mı bilemiyorum ama kitaplara ve kitap okumaya tepkili olabileceğini düşünüyorum.
Okunacak kitapları çocuk ya da ergen yerine başka bir yetişkinin seçmesi. Kaç yaşında olursa olsun çocuk kitap seçme sürecinde yer almalı. Müdahale edilmeden incelemesini sağlamak bilişsel, sosyal ve duygusal açıdan gelişimine katkıda bulunacaktır. Yine çok fazla müdahale etmeden ve yönlendirmeden incelediği kitaplar hakkında konuşmak da ilişkinize başka bir boyut kazandıracaktır.
Hiç mi öneride bulunmayalım? Diyebilirsiniz. Tabii ki önerebiliriz fakat çok yönlendirici olmadan ve içeriğe vurgu yaparak. “Şu kitabı okumanı öneririm. Ben çok keyif aldım. Senin de sevebileceğini tahmin ediyorum.” Gibi bir ifadenin ardından sorgulamadan; sıkça “okudun mu?” diye kontrol etmeden; bunaltmadan sadece tavsiyede bulunabiliriz.
Bazı kitaplar hakkında olumsuz yorumlar yapmak, yasaklamak, elinden zorla almak.
Başkaları ya da kardeşleri ile kıyaslamak. “O, hergün kitap okuyormuş.” “Geçen yaz tatilde 10 kitap bitirmiş.” Kıyaslanmak kimsenin hoşuna gitmez şüphesiz. Böyle yorumlar çocuğun motivasyonunu artırmaktan ziyade azaltacaktır.
Toparlamak gerekirse, herşeyden önce okul öncesi dönemde çocukları olan ebeveynelere çocuklarında kitaba karşı merak uyandırmalarını öneririm. Yani çocuklarına, onların ilgisini çekebilecek resimli kitaplar okuyarak kitaba ve okumaya karşı merak uyandırmak ilk basamak olmalı. İkinci önemli adım çocuklarınıza bu konuda örnek olmaktır. Hiçbirşey söylemeden sadece keyifle kitap okuduğunuza tanık olmalarını sağlayın.
Yukarıda konuştuğumuz konularda dikkatli davranıp; Kitap okumayı görev ve sorumluluk olmaktan çıkarıp; keyifli bir yolculuk olarak algılamalarını sağlayabilirsek kalıcı bir alışkanlığa dönüşecektir.
Görüşmek üzere…
Uzman Psikolog Huriye Kahraman